Dax Shepard’ın ‘Armchair Expert’ isimli podcast yayınına katılan Natalie Portman, çocukluğunda yaşadığı dehşetli meslek tecrübesini anlattı. 1996’da 13 yaşındayken ‘Beautiful Girls’ sinemasında Marty karakterini canlandıran Portman, mesleğinin birinci yıllarında bir ‘Lolita’ figürü olmasının beklendiğini söyledi. Hollywood mesleğine 12 yaşında başlayan Portman, sinemadaki karakterinin kendinden yaşça büyük olan Willi Conway karakteri (Timothy Hutton) ile bir ilgisi olduğunu söyledi. Vladimir Nabokov’un 1955’te yazdığı ‘Lolita’ romanında da genç bir kız kendinden yaşça büyük bir adamla ilgiye başlıyordu.
“Özellikle sinemaların birinci çıktığı zamanlardaki basın turnelerinde olduğu tipten bir Lolita figürünü yansıtmam gerektiğinin farkındaydım” diyen Shepard’a tecrübesini anlatan Portman, “Çocukken cinselleştirilmek bence şimdiki cinselliğimden bir modül aldı ve beni ürkek hale getirdi zira şu an olduğu üzere daha ‘muhafazakar’ olmak beni inançta hissettirdi. Daima ‘Ben ciddiyim ve bana hürmet duyun,’ ‘Ben akıllıyım’ ve ‘Bana bu halde bakmayın’ üzere kanılar aklımdan geçiyor” diye ekledi.
“O yaşlarda kendi cinsel kimliğiniz oluyor, istekleriniz de oluyor, bir şeyler öğrenmek istiyorsunuz ve yeniliklere açık olmak istiyorsunuz. Lakin şayet kendinizi inançta hissetmiyorsanız o vakit katiyetle hayır, hayır, hayır, hayır” diyen Portman, çocukken yaşadığı tecrübenin yetişkinken duvarlar örmesine sebep olduğunu ekledi. Duygusal olarak kendini muhafaza aldığını söyleyen Portman, “Birçok insan benim muhteşem önemli ve muhafazakar olduğu izlenimini alıyor… Bunu şuurlu yaptığımı anladım zira böylelikle kendimi inançta hissediyordum. Mesela ‘Aa, biri size hürmet duyuyorsa o vakit sizi nesneleştirmiyor’ diye düşünüyordum” dedi.
“Gençlik yıllarımda hiç bir öpüşme yahut münasebet sahnesi istemiyordum. Daha az cazibeli olan roller seçiyordum zira nasıl göründüğüm ve inançta hissetmek konusunda telaşlıydım,” diyen Portman, mesleği boyunca ‘No Strings Attached,’ ‘New York, I Love You,’ ‘Thor’ üzere sinemalar ile sinema kritiklerinden tam puan alırken, 2011 yılında ‘Black Swan’ sineması ile ‘En Güzel Bayan Oyuncu’ Oscar Mükafatını almıştı.
Elle